Kendime Yazdım
- Ömer Faruk Küçük
- 23 Haz
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 25 Haz
Bu yazıyı kendime yazdım. Bu konuda bir başkasına söyleyecek bir şeyim de yok. Biraz manifesto niteliğinde bir yazıydı ama bunu oldukça didaktik bir hale getirip öyle paylaşıyorum. Bu tanımlamaların tamamı Rolla May'ın Yaratma Cesareti kitabından alıntıdır.
Anlamlı bir hayat yaşamak, anlamlı ilişkiler geliştirmek ve iz bırakmak cesaret istiyor. Arzuladığım hayata sahip olabilmek, kendimi gerçekleştirmek ve geleceğe iz bırakmak için ihtiyacım olan cesareti ön plana çıkarma zamanı şimdi. Bu bir yolculuk ve bu yolculuğu olabildiğince buradan paylaşmaya devam edeceğim.
Evrimsel Süreçte Cesaret
Evrimsel süreçte hayatta kalabilmek için ihtiyacımız olan ilk cesaret çeşidi fiziksel cesaretti. Günlük bir insanın ihtiyacı olan protein miktarını alabilmesi için avlanması, yani farklı bir canlı ile karşı karşıya gelmesi gerekiyordu. Cesaretli olanların hayatta kalma ve üreme şansları daha yüksekti. Ancak zamanla fiziksel cesaret değerini bir miktar yitirdi ve cesareti tanımlamak daha karmaşık bir hal aldı.
Modern dünyada cesaret için, sadece dış tehditlerle değil, içsel mücadelelerle de yüzleşebilme yetisi önemli hale geldi. Artık cesaret için yeni bir tanıma ihtiyaç vardı. Umutsuzluğa rağmen ilerleyebilme yetisi.
Anlamlı Bir Yakınlık
Toplumsal cesaret, diğer insanlarla derin ve anlamlı ilişkiler kurma cesaretidir. Bu tür ilişkiler yüzeysellerden farklıdır, etkilenmeden çıkmak neredeyse imkansızdır.
Bu etkinin ne olacağını ve bizi ne kadar değiştireceğini bilmemek, korkutucudur. Bu da cesaret ister.
Karışmak İstemedim
Bazen bir haksızlık gördüğümüzde kendimize şöyle deriz:
“Karışmak istemedim.”
Ancak bu duyarsızlık olmasa da korkaklıktır.
Bir başkasına yapılan haksızlık karşısında ses çıkarmak, harekete geçmek. İşte bu da cesaretin en saf halidir.
Yanılıyor Olabilirim
Cesareti umutsuzluğa rağmen ilerleyebilme yetisi olarak tanımlamıştık. Bu ilerleme nereye kadar olmalı ve hangi aşamada vazgeçmeliyiz? Cesareti bir işe başlarken ya da bir ilişki kurarken, hayatta aldığımız her kararda kullanırız. Kendimizi adarız. Kendimizi adarken bunun gerçekliğinden şüphelenmek hiç de yanlış değil. Her an yanılıyor olabildiğimiz gerçeği de hep zihinimizde olmalı.
Ve belki de cesaret, yanılıyor olsak bile adım atmaya devam edebilmektir.
Comments